Ben de bunun nedenini sordum zaten soruma sorunun içinde geçen bilgiyle cevap vermişsin ama az merak eder insan ya :DTae_Seo yazdı:Felsefeyi, birkacınız dışında sikleyen yok.Zettai yazdı: Not: Neden kocaman bir sabit başlığı sadece ben ve bir veya iki üye sikliyor?
Değerli arkadaşlar sitemizi ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Forumu güncel tutmaya ve olabildiğince ilgilenmeye çalışıyoruz. Sitemize girince üye olup ilgilendiğiniz manga konularına mesaj atarsanız seviniriz.
Genel Felsefe Başlığı
- Zettai
- Mesajlar: 857
- Kayıt: 03 Tem 2013 11:12
- Cinsiyet: Erkek
- Favori Manga: Death Note, Rainbow
- Favori Anime: Code Geass, FMA
- Konum: Boşluk
- Zettai
- Mesajlar: 857
- Kayıt: 03 Tem 2013 11:12
- Cinsiyet: Erkek
- Favori Manga: Death Note, Rainbow
- Favori Anime: Code Geass, FMA
- Konum: Boşluk
@Celeb
Teşekkürler, arada sırada kafamı kurcalayan şeyler hakkında bolca düşünüp araştırma yapmaya çalışıyorum ama kitapta okumak istiyorum. Biraz araştırdım, başlangıç için Zorba diye bir kitap öneriliyor. Önce onu okuyup sonra senin bir başlıkta önerdiğin kitap vardı, onunla devam ederim.
Teşekkürler, arada sırada kafamı kurcalayan şeyler hakkında bolca düşünüp araştırma yapmaya çalışıyorum ama kitapta okumak istiyorum. Biraz araştırdım, başlangıç için Zorba diye bir kitap öneriliyor. Önce onu okuyup sonra senin bir başlıkta önerdiğin kitap vardı, onunla devam ederim.
- UchihaFarlow
- Mesajlar: 155
- Kayıt: 27 Tem 2013 16:02
- Cinsiyet: Erkek
- Favori Manga: Naruto
- Favori Anime: One Piece, Code Geass
Kitaplardan kendine katabileceğin şeyler düşüncelerini daha iyi ve net açıklayıp onu örneklerle destekleyebilme kabiliyeti bana kalırsa. Aynı zamanda başkalarının fikirlerini okurken kendinde bu sırada bu konu hakkında kafa yorarken yeni fikirler elde edebilirsin kısacası önemli fakat felsefe ile ilgilenmek için felsefe kitaplarına gömülmen gerekir diye bir şey yok. Ayrıca bazı kitaplar insanları yanlış yönlendirebiliyor mesela Sofi'nin Dünyası kitabında çok fazla yanlış bilgi var.
İnsanlar tek başlarına ne kadar yalnız olduklarını fark ettikleri zaman iyi kalpli olmaya başlarlar
- hercaiebabil
- SüperNova
- Mesajlar: 2699
- Kayıt: 02 Ağu 2011 08:54
- Cinsiyet: Kadın
- Favori Manga: Shingeki no Kyojin, Akame Ga Kiru, Pandora Hearts, Basara, 7 seeds, Fullmetal Alchemmist
- Favori Anime: Fullmetal Alchemist, Shingeki no Kyojin
Az evvel bir belgesel izliyordum.
Bir balina (15 metre boyunda, o suların en tehlikelisi), bir fok sürüsünü takip ediyor, fok sürüsü de sardalyelerin peşinde. Vakti zamanı geldiğinde saldırı başlıyor. Sonra gökten leylek sürüsü daldı sulara. Çorba oldu ortalık.
Bunun bir beslenme davranışı olduğunu biliyorum. Ama bana çok vahşice geldi ve kafamda soru işaretleri oluşturdu.
Aslında biz insanlar da onlardan farklı davranmıyoruz. "Acaba..." dedim, "Bu beslenme davranışı bizlerin bilinçaltına sebepsiz çarpışma arzusu, zorunluluğu olarak mı işledi?" İnsanlık tarihine baktığımızda savaşlar için, çatışmalar için sürekli sebepler yaratıldı. Milletler, dinler... En koly akla gelen ve en güzel örnekler. İnsanlık hep birbirini yedi. Ama aynı millete ait olmak da, aynı dine ait olmak da barışı yaşamak için yetmedi. Milletlerin kendi içinde bölgesel ayrılıklar oldu, hatta şehirsel. (Bizim köyümüzde insanlar mahalleden mahalleye insan ayırıyorlarmış o derece). Gene aynı şekilde dinler de aynı hikayeler; Önce büyük mezhepler, sonra alt mezhepler, hatta aynı mezheplerdeki tarikatlar arasında bile bir kin gütme olayları geçmişte ve günümüzde yaşandı yaşanıyor. Ve tüm bu meseleler gelecekte de yaşanmaya devam edecekmiş gibi görünüyor.
Acaba diyorum biz gerekçelere sürekli devam eden bir savaş halinde olmak yerine, sürekli yıkabilmek için, düşmanlığa gerekçeler mi yaratıyoruz? Genlerimiz sadece avlanma güdüsünün oluşturduğu sürekli savaş halinde olma durumunu, yok etme güdüsüne mi çevirdi de, bu yüzden bunları yapıyoruz?
Eğer böyleyse gelecekte de barış diye bir şey olmayacak demektir. Çünkü biz bugünlere insanlığın binlerce yıldır bu güdüyle oluşturduğu düzenle geldik. Ve bu düzen bu kadar köklü iken kısa vaadede bir değişim olabilmesi mümkün görünmüyor. Peki durum buysa, yapılması gereken şey ne? Genlerimizi kaydolmuş bu şeyi nasıl değiştirebiliriz? Genlerimize kaydolmuş bu şeyin sabırla kurduğu bu düzeni nasıl değiştirebiliriz?
Bir balina (15 metre boyunda, o suların en tehlikelisi), bir fok sürüsünü takip ediyor, fok sürüsü de sardalyelerin peşinde. Vakti zamanı geldiğinde saldırı başlıyor. Sonra gökten leylek sürüsü daldı sulara. Çorba oldu ortalık.
Bunun bir beslenme davranışı olduğunu biliyorum. Ama bana çok vahşice geldi ve kafamda soru işaretleri oluşturdu.
Aslında biz insanlar da onlardan farklı davranmıyoruz. "Acaba..." dedim, "Bu beslenme davranışı bizlerin bilinçaltına sebepsiz çarpışma arzusu, zorunluluğu olarak mı işledi?" İnsanlık tarihine baktığımızda savaşlar için, çatışmalar için sürekli sebepler yaratıldı. Milletler, dinler... En koly akla gelen ve en güzel örnekler. İnsanlık hep birbirini yedi. Ama aynı millete ait olmak da, aynı dine ait olmak da barışı yaşamak için yetmedi. Milletlerin kendi içinde bölgesel ayrılıklar oldu, hatta şehirsel. (Bizim köyümüzde insanlar mahalleden mahalleye insan ayırıyorlarmış o derece). Gene aynı şekilde dinler de aynı hikayeler; Önce büyük mezhepler, sonra alt mezhepler, hatta aynı mezheplerdeki tarikatlar arasında bile bir kin gütme olayları geçmişte ve günümüzde yaşandı yaşanıyor. Ve tüm bu meseleler gelecekte de yaşanmaya devam edecekmiş gibi görünüyor.
Acaba diyorum biz gerekçelere sürekli devam eden bir savaş halinde olmak yerine, sürekli yıkabilmek için, düşmanlığa gerekçeler mi yaratıyoruz? Genlerimiz sadece avlanma güdüsünün oluşturduğu sürekli savaş halinde olma durumunu, yok etme güdüsüne mi çevirdi de, bu yüzden bunları yapıyoruz?
Eğer böyleyse gelecekte de barış diye bir şey olmayacak demektir. Çünkü biz bugünlere insanlığın binlerce yıldır bu güdüyle oluşturduğu düzenle geldik. Ve bu düzen bu kadar köklü iken kısa vaadede bir değişim olabilmesi mümkün görünmüyor. Peki durum buysa, yapılması gereken şey ne? Genlerimizi kaydolmuş bu şeyi nasıl değiştirebiliriz? Genlerimize kaydolmuş bu şeyin sabırla kurduğu bu düzeni nasıl değiştirebiliriz?
"VAR OLMAK HAKTIR"
[thumbnail]https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/ ... 3557_n.jpg[/thumbnail]
Bu resim bana işkence eden bütün öğrencilerime gelsin;
Bu resim bana işkence eden bütün öğrencilerime gelsin;
► Spoiler Göster
- ugur_tatli
- Hakiki Spagetti
- Mesajlar: 11201
- Kayıt: 23 Ağu 2010 15:37
- Cinsiyet: Erkek
- Favori Manga: Toriko, Attack on Titan, Kaguya-sama, Mob Psycho 100, Minamoto-kun Monogatari
- Favori Anime: Attack on Titan, Kaguya-sama, Steins;gate
- Konum: Milano
@hercaiebabil
Savaşların asıl nedeni aptallık ve açgözlülüktür.
Savaşların asıl nedeni aptallık ve açgözlülüktür.
- hercaiebabil
- SüperNova
- Mesajlar: 2699
- Kayıt: 02 Ağu 2011 08:54
- Cinsiyet: Kadın
- Favori Manga: Shingeki no Kyojin, Akame Ga Kiru, Pandora Hearts, Basara, 7 seeds, Fullmetal Alchemmist
- Favori Anime: Fullmetal Alchemist, Shingeki no Kyojin
İşte ben bu sebeplerin uydurma olup olmadığını sorguluyorum.ugur_tatli yazdı:@hercaiebabil
Savaşların asıl nedeni aptallık ve açgözlülüktür.
"VAR OLMAK HAKTIR"
[thumbnail]https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/ ... 3557_n.jpg[/thumbnail]
Bu resim bana işkence eden bütün öğrencilerime gelsin;
Bu resim bana işkence eden bütün öğrencilerime gelsin;
► Spoiler Göster
@hercaiebabil Savaşlar önemli değil. Çok az insan savaş yapmak istiyordur. Önemli olan savaş çıkaranların hedefleri. İnsanların onlardan kurtulması lazım. İnsanlığımız bu şekilde oluşmuş genlerimizde bu özellikler 'savaş geni' şeklinde değil. Bunları kaldırmaya kalkarsan bambaşka kişiler oluruz diye düşünüyorum. Her kezin savaşa kalkışabilecek sebepleri vardır senin bile.
Barış lafını ben savaş lafından farklı görmüyorum. Barış kelimesi bana hiç bir zaman iyi bir şey olarak gelmedi. İnsanlığa yara açan şeyler savaşlar değildir.
Mesela bir görüşümü söyleyeyim. MÖ 200'lerden evvel Çin tek bir devlet haline gelmeyi başarabilmiş ve Çin seddini falan kurmuştu. Bu dönemden evvel Çin seddin güneyinde yaşayan tüm göçebeleri kuzeye sürdüler ama haklı ama haksız sebeplerden dolayı. Şimdi bunların(Çin'de devlet) kuzeyde ki göçebelerle barışları var kuzeyde yiyecek kısıtlı bu yüzden orada avladıkları hayvanların kürklerini yetiştirdikleri kaliteli atları Çin'e satıyorlar. Yani bir yerde ticarete muhtaçlar. Bunu bilen Çin dönem dönem ticaret fiyatlarını çok çok yükseltiyor veya hiç satmıyor. Bu göçebeleri çıldırtıp birleşmelerinde etken olan şeylerden biri haline geliyor. Senin böyle bir barışa bakış açın nasıldır? Benim gözümde bu savaştan daha az kötü bir şey değil. Daha sonra göçebeler istilaya başlayınca göçebelere demediklerini bırakmıyorlar ve kötü adam onlar oluyor. Ama bence durum eşitlenmiş. Her kezin görüşü farklı tabi ama ben 'savaş yamayalım' lafına karşıyım. Bence bunların savaşa sebep olacak şeylerin yapılmaması lazım, insanları asıl zor duruma düşüren bu.
Barış lafını ben savaş lafından farklı görmüyorum. Barış kelimesi bana hiç bir zaman iyi bir şey olarak gelmedi. İnsanlığa yara açan şeyler savaşlar değildir.
Mesela bir görüşümü söyleyeyim. MÖ 200'lerden evvel Çin tek bir devlet haline gelmeyi başarabilmiş ve Çin seddini falan kurmuştu. Bu dönemden evvel Çin seddin güneyinde yaşayan tüm göçebeleri kuzeye sürdüler ama haklı ama haksız sebeplerden dolayı. Şimdi bunların(Çin'de devlet) kuzeyde ki göçebelerle barışları var kuzeyde yiyecek kısıtlı bu yüzden orada avladıkları hayvanların kürklerini yetiştirdikleri kaliteli atları Çin'e satıyorlar. Yani bir yerde ticarete muhtaçlar. Bunu bilen Çin dönem dönem ticaret fiyatlarını çok çok yükseltiyor veya hiç satmıyor. Bu göçebeleri çıldırtıp birleşmelerinde etken olan şeylerden biri haline geliyor. Senin böyle bir barışa bakış açın nasıldır? Benim gözümde bu savaştan daha az kötü bir şey değil. Daha sonra göçebeler istilaya başlayınca göçebelere demediklerini bırakmıyorlar ve kötü adam onlar oluyor. Ama bence durum eşitlenmiş. Her kezin görüşü farklı tabi ama ben 'savaş yamayalım' lafına karşıyım. Bence bunların savaşa sebep olacak şeylerin yapılmaması lazım, insanları asıl zor duruma düşüren bu.
En son Sae tarafından 31 Ağu 2013 10:46 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
► Spoiler Göster
► Spoiler Göster
- buriedalive
- Mesajlar: 177
- Kayıt: 07 Kas 2012 17:23
- Cinsiyet: Erkek
- Favori Anime: Bleach
Savaş biraz da devlet anlayışından doğar, devlet olmadan savaş olmaz, olsa olsa kavga olur. Devletler de bir insanın büyük versiyonudur, insanın savunma ve saldırı iç güdüsü. Bunu devlete vursak çok yanlış bir hareket yapmayız. Devlet felsefesinde savaşların sebebleri de sorgulanıyor, en bilinen sebepler ise kadın, kraliyet anlaşmazlığı ya da dinin emrettiği cihat ya da haçlı şeysi.
@Sae haklı ve saede nietszchenin izleri var, o da barış yerine savaşı tercih ederdi. Ben savaş yanlısı olmasam da barış yanlısı da değilim. 2013 yılında da petrol savaşları var, diplomatik savaşlar var. Savaş iyi olmasa da gerekliliği su götürmez bir gerçek. Elbet insanlar ölecek, başta dediğim gibi biri diğerini çekemeyecek, saldıracak. Biri diğerinden korkacak başka bir devlete sığınacak.
@ hercaiebabil şimdi revaçta olan siyasi düzen demokrasi olduğu için eskiden bir çin hükümdarı türk hakanına kız vermedi diye türkler kafalarına göre çinlilere savaş açamıyor, bir kadın uğruna binleri feda edemiyor artık. Savaşların kökeni bir insanın egosu olmaktan devletin egosuna dönüştüğü için nedenler biraz da çıkarlar doğrultusuna kaydı demokrasi geldiğinden beri. Bu da sizin sorguladığınızın sonucunu zamana bağlı olarak değiştirir.
@Sae haklı ve saede nietszchenin izleri var, o da barış yerine savaşı tercih ederdi. Ben savaş yanlısı olmasam da barış yanlısı da değilim. 2013 yılında da petrol savaşları var, diplomatik savaşlar var. Savaş iyi olmasa da gerekliliği su götürmez bir gerçek. Elbet insanlar ölecek, başta dediğim gibi biri diğerini çekemeyecek, saldıracak. Biri diğerinden korkacak başka bir devlete sığınacak.
@ hercaiebabil şimdi revaçta olan siyasi düzen demokrasi olduğu için eskiden bir çin hükümdarı türk hakanına kız vermedi diye türkler kafalarına göre çinlilere savaş açamıyor, bir kadın uğruna binleri feda edemiyor artık. Savaşların kökeni bir insanın egosu olmaktan devletin egosuna dönüştüğü için nedenler biraz da çıkarlar doğrultusuna kaydı demokrasi geldiğinden beri. Bu da sizin sorguladığınızın sonucunu zamana bağlı olarak değiştirir.