Sınır olarak dokuz kişi biraz az kaçıyor sanki ama yapacak bir şey yok
. Biliyorsunuz son yıllarda yalnızca Dünya üzerindeki tehlikelere karşı yapılandırılmış bir Avengers'ın işlevsel olması mümkün değil, çünkü tehlikelerin boyutu epeyce arttı. Bunu göz önünde bulundurarak başarıya ve verim almaya yönelik bir ekip tasarlayayım, ismi de Avengers olabilsin dedim.
Nicholas Fury
Dünya üzerindeki en iyi ajan. İkinci Dünya Savaşı sırasında gerek Steve Rogers'ın yanında olsun, gerek liderliğindeki Howling Commandos'la beraber olsun başarıdan başarıya koştu. Ardından geldi S.H.I.E.L.D.'ın yöneticilik koltuğuna oturdu. Kaç Birleşik Devletler başkanı geldi geçti, ancak Fury hep oradaydı. En büyük düşmanlarını onlar farkında olmadan yıllarca parmağında oynattı. Tüm bu işlerinin yanında herkesten gizli olarak Dünya'yı kozmik tehlikelere karşı da korudu. Her yerde gözü kulağı, her duruma karşı da bir planı vardır. Öldürmekle ilgili bir sorunu da olmayan Fury, liderlik için en uygun isim bana kalırsa.
Not: Original Sin'in sonunda başına gelenleri göz ardı ederek değerlendiriyorum kendisini.
Steve Rogers (Captain America), Anthony Stark (Iron Man) ve Thor Odinson
Fury'nin ardından direk bu üçlüyü yapıştırdım, zira bu adamların olmadığı bir Avengers isminin hakkını veremez
.
Rogers, askeri disiplin olarak eşi bulunması zor bir adam. Kendisini tanıyan hemen hemen herkesin güvenini kazanmış biri.
Stark, Dünya'daki en büyük dahilerden. Çok yönlü zekası hem kendisine hem de ekibe pek çok konuda fayda sağlıyor. Rogers'a göre daha gözü kara bir yapısı olduğu için de Nick Fury yönetimindeki bir Avengers'a iyi bir uyum sağlama potansiyeli yüksek.
Thor, aynı Stark gibi Avengers'ın kurucu üyelerinden biri. Bunun yanında kimi serilerde geri planda kalsa da bünyesinde inanılmaz bir güç barındırıyor. Görev adamı, bir avenger olarak liderini her daim dinler. Son yıllara genel bir bakış attığımızda Avengers'ın en sancılı dönemlerinin genellikle Thor'un yokluğunda yaşandığını söyleyebiliriz. Kendisinin varlığı ekibe bir duruş kazandırıyor.
Reed Richards (Mister Fantastic)
Evrensel bir deha. Elinde yeterli bir kaynak olduğu takdirde zekasının gücüyle başaramayacağı şey yok. Stark ile de iyi anlaşıyorlar ve beraber tamamladıkları projeler oldu. Liderimiz Fury, ancak yeri geldiğinde kusursuza yakın bir gözlem ve analiz yeteneği olan Richards'ın yönlendirmesine de başvurulabilir.
Mantis
Bu devirde bir telepat her ekibe lazım. Evet, belki telepatik güçleri bir Xavier veya Moondragon seviyesinde değil ancak onlardan farklı olarak Mantis'in mükemmel çalışmayan bir gelecek okuma yeteneği var. Ayrıca dövüş sanatları dendi mi Marvel'da ilk akla gelecek isimlerden. Çok tatlı da bir abla, daha ne olsun
.
Daisy Johnson (Quake)
Çok genç yaşta S.H.I.E.L.D. yöneticiliğine kadar yükselmiş biri. Nick Fury'nin emri altında Secret Warriors'a başarılı bir şekilde liderlik etti. Nick Fury ve Natasha Romanova ile birlikte bilinen tek 10. seviye ajan. Takma isminden de anlaşılabileceği gibi titreşim yayma gücüne sahip, bir nevi Whitebeard yani
.
Wendell Vaughn (Quasar)
Ekibin ilk kozmik ayağı. Kuantum Bileklikleri sayesinde evrenin barışını sağlamak için var gücüyle çalışan Vaughn, aynı zamanda eski bir S.H.I.E.L.D. ajanı. Evrenin tüm nüfuzlu kişilerini tanır ve iyi bir organizasyon yeteneğine sahiptir. Cosmo tarafından toplanmış olsalar da Annihilators ekibinin bir arada kalabilmesindeki anahtar isim Quasar'dır. Bayağı bayağı güçlü biri olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim
.
Brian Braddock (Captain Britain)
Gelelim ekibin ikinci kozmik ayağına. Artık çoğu Avengers hikayesine paralel evrenlerin bir şekilde dahil olduğu herkesin malumu. Hal böyle olunca tüm Omniverse'de Avengers'a destek çıkacak bir kuvvetin olması inanılmaz büyük bir getiri olacaktır. İşte tam burada Brian ağamız devreye giriyor, zira kendisi Omniverse'ün koruyuculuğu misyonunu üstlenmiş olan Captain Britain Corps'un bir üyesi. Başına buyruk yapısı kimi zamanlar sorun çıkartsa da mantıklı düşünme yetisine sahip bir adam, kısa sürede uyum sağlayacaktır.