Değerli arkadaşlar sitemizi ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Forumu güncel tutmaya ve olabildiğince ilgilenmeye çalışıyoruz. Sitemize girince üye olup ilgilendiğiniz manga konularına mesaj atarsanız seviniriz.
alik1818 yazdı:İsmet Özel okuyan, anime forumlarında gezinen bir adam. Mutlu oldum.
:D öncelikle yazını okuyunca ben de sevindim ( ki dünyada mutluluk yoktur) ama biraz daha açıklasan daha çok sevinebilirim.Konu başlığına ters düşmemek içinde şöyle bir alıntı yazabilirim:
"eğer bunu okuyorsan, bu uyarı senin için. bu anlamsız güzel baskılı kağıttan okuduğun her kelime hayatından harcanan diğer bir saniye demek. yapacak başka işlerin yok mu? hayatın gerçekten bu kadar boş mu da bu anları daha iyi geçirebileceğin bir yol düşünemiyorsun?düşünmen gereken her şeyi düşünür müsün? sana alman gerektiği söylenen her şeyi satın alır mısın?okuman gereken her şeyi okur musun? Yoksa saygı ve inanç beslediğin otoriteyi ortaya koyanlardan çok mu etkilendin? Apartmanından dışarı çık. karşı cinsten biriyle tanış. Lüzumsuz alışverişi ve mastürbasyonu bırak. işinden ayrıl. bir kavga başlat. yaşadığını kanıtla. eğer insanliğini ispat edemezsen, bir istatistik olarak kalacaksin. artık uyarıldın. " - tyler durden
(Yanlış anlama olmasın alıntı alik'e değildir.Yukarda söylediğim sebeptendir.)
alik1818 yazdı:İsmet Özel okuyan, anime forumlarında gezinen bir adam. Mutlu oldum.
Burda herhalde beni de içeriyo :D
Neden ki? Bu adam çok aykırı bir şairmi? Sırf merakımdan bir iki şiirini okudum, güzeldi.
Edit: Biraz daha araştırdım baya aykırı birisiymiş.
Sordum: Nerdedir yerin? Nedir senin değerin?
Yedi kıral vurulmuş, ne bu ceylan gözlerin?
Hangisine varırsın bu yedi ünlü erin?
Şöyle dedi bakarak göklere derin derin:
Kıralların taçları beni bağlar büğü mü?
Orduları açamaz gönlümdeki düğümü.
Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü.
Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü... A T S I Z
En azından denemelisin :D Üstelik bu şair hakkında bilgi edinmek isterim.Bide İsmet Özel hakkındaki düşüncelerinizi.İlk defa duydum kendisini vede merak etmekteyim.
Sordum: Nerdedir yerin? Nedir senin değerin?
Yedi kıral vurulmuş, ne bu ceylan gözlerin?
Hangisine varırsın bu yedi ünlü erin?
Şöyle dedi bakarak göklere derin derin:
Kıralların taçları beni bağlar büğü mü?
Orduları açamaz gönlümdeki düğümü.
Saraylarda süremem dağlarda sürdüğümü.
Bin cihana değişmem şu öksüz Türklüğümü... A T S I Z
bikaç tane de beğendiğim sözleri var. onları da yazmak istedim.
Hayat içi su dolu bir fıçıya benzer. Bu suyu birden içsen de biter, yavaş yavaş içsen de biter.
Beni şimdiye kadar bir kişi anladı. O da yanlış anladı.
______________________________________________________
sıra en sevdiğim kısmımda. diyologlar.
Neyzen: Birinci dünya harbi boyunca 18 bin okka rakı içtim.
Muhabir: He he yok canım!
Neyzen: Gülmesene kardeşim hesap yaptık hesap!
Neyzen bir gün gene çığırından çıkmış şekilde Allah kitap küfür ediyor. Bir arkadaşı geliyor yanina:
-Bre Neyzen ayıptır günahtır nasıl küfürdür bunlar?
Neyzen adama bakar
-Hocam, biz büyük kapının köpeklerindeniz; Biz havlayıp hırlamasak kapının büyük olduğunu kim anlar?
Neyzen Tevfik bir gün Cami'de Hoca'nın vaazını dinler. Hoca cemaate herkesin dinin gereklerini yerine getirmesi gerektiğini, cennette herkese çok güzel huriler verileceğinden ve bu hurilerle ne yapmak isterlerse yapabileceklerini anlatır. Ertesi gün ki vaazda Neyzen Hocaya sorar:
Hocam cennet'te şarap olacak mı? diye.
Hoca bu soruya çok sinirlenir başlar neyzeni zındık, kafir, iblis gibi dini motiflerle haşlamaya ve sorar:
Bre zındık cenneti meyhane mi sandın?
Neyzen istifini bozmaz önceki günü hatırlatır:
E Hoca dün cenneti kerhane yaptın.
İkinci Meşrutiyet döneminde nazırlığa getirilen bir zat, çok geçmeden yeğeninin vali olarak atanmasını sağlar.
Karşılaştıklarında, Neyzen:
--Maşallah, kardeşinizin oğlu tıpkı fasulyeye benziyor.
-Genç yasta vali oldu, neden fasulyeye benzesin?
--İşte bende onun için benzetiyorum ya. Fasulye de sırığa sarılarak büyür.
Soruyorlar:
-Neyzen, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?
Maliye Bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemidir.
Neyzen: "Maliye Vekili değilim ki, çalarken zevk alayım"....
Altında kaldığı tek söz:
Neyzen askerdedir. Ancak asker ocağında da rahat durmaz ve gizli gizli tuvalette içer. Bir gün kafa bir dünya halde tuvaletten çıkarken yüzbaşıya yakalanır. Yüzbaşı kükrer:
- Ulan Tevfik! Yine mi içtin lan?!
Neyzen zilzurna sarhoştur ve leş gibi rakı kokmaktadır. Yani inkar edecek yeri yoktur. Dolayısıyla kabul eder:
Pek edebiyat sayılır mı bilmiyorum ama genede yazıyım
Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
Zaman ki sana hasta olmuş incelikli haytasın,
Nüksederken raksına mahallenin maşallahı, eyvallahı,
Güzelleş be oğlum şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın...
Bir çift kanattınız hüznün rüzgarlarında,
Dağılıp gitti melekleriniz, beyazın öte dağlarında
Ağlasın arkanızdan,bir ağızdan, tüm dehşetiyle kolera
Sen harbi hayalet, sağlam gariban
Ruhuna El-Fatiha.